Yerde oyuncak atıyla oynamaktadır.
k: Gıdıgıg gıdıgıg
b: Oğlum o “dıgıdık” olmasın?
k: Olabilir. Ben “gıdıgıg” diyorum…
Yerde oyuncak atıyla oynamaktadır.
k: Gıdıgıg gıdıgıg
b: Oğlum o “dıgıdık” olmasın?
k: Olabilir. Ben “gıdıgıg” diyorum…
Kahvaltı masasında yumurtanın sarısını yemesi için akıl oyunları oynanmaktadır;
b: Oğlum yumurtanın sarısını tek mi yemek istersin, beyazı ile beraber mi yersin?
k: Hayır.
Sonuç: YEMEDİ!
Gece anne ile beraber yatmaktadır, babaya seslenir;
k: Babaaaa!
b: Hadi oğlum uyu artık.
k: Ama bir şey söyleyeceğim…
b: Tamam ama son olsun.
k: Bir şey
Sabah henüz uykudan tam uyanmamışken, babası üstünü değiştirirken;
k: Babaa, hep bu pijamayı giydiriyorsunuz. Biraz da başka pijama giydirin.
İzlediğimiz tiyatro oyunundan sonra;
a: Karan en çok hangi karakteri sevdin?
k: En çok cadıyı sevdim ben.
a: En çok nesini sevdin Karancığım?
Kocaman açılan gözlerle cevap verir;
k: Her tarafını sevdim. 🎈🎈🎈❤️❤️❤️❤️
Cadıyı oynayan oyuncunun çok tatlı bir abla olduğunu söylemeye gerek var mı bilmiyorum. 😁😁😁
Gündüz yapılan anne-çocuk tiyatro planının ardından Züleyha teyzelere gidip gitmeyeceğimizi sorar.
k: Anne tiyatrodan sonra Züleyha teyzelere mi gideceğiz?
a: Evet Karancığım.
k: Ama anne o zaman babam beni çok özler!!
Ekmeği biraz fazla alan dedeye, anneanne “Ayy İsmail” diye seslenir.
k: Gene ne yaptı ki?
Bu inci de okuldan, Betül öğretmeninden;
k: Baaak külotlu çorap giyiyorum.
b: Neden külotlu çorap deniyor ona Karan?
k: Çünkü bu “karışık çorap”!
Yorulduğu için babasının kucağına çıkmak ister. Babası da şaka olsun diye omzuna atar;
k: Yaaaaaaaa! Ben eşya değilim!!!
Yatakta tek başına yatması için uğraş verilmektedir. Ayar gecikmez;
k: Bir şey söyleyebilir miyim?
b: Söyle oğlum.
k: Siz ikiniz benimle yatmazsanız, bu eve başka anne baba gelsin. Benimle yatsın, sabah beni okula bıraksın, akşam alsın.
Hapşırdıktan sonra
a: Birisi hapşırınca, ne diyorduk Karan?
k: Çok yaşa diyoruz. Ben de öksürdüm, bana ne deniyor anne?
a: Helal diyebiliriz ya da öksürünce de çok yaşa diyebiliriz bence.
k: Evet diyebiliriz. Ya da “bu kadar yeter” de diyebiliriz.
Baskı boyama sırasında,
k: Anne parmaklarım tam çıkmadı kağıda
a: Çıkmayan yerler eklemlerimiz Karan. Parmaklarında çizgiler var ya hani, parmağını bükebildiğin yerler. İşte tam oralara eklem diyoruz.
İkinci baskı denemesinde,
k: Anne bak büklümlerim çıktı bu kez kağıda.