Ne çizdiğini sorduk:
k: Babam büyüdü ya, o yüzden kamyon kullanıyor.
Ne çizdiğini sorduk:
k: Babam büyüdü ya, o yüzden kamyon kullanıyor.
Gece uykudan uyanır salona gelir;
a: Oğlum neden kalktın sen?
k: Anne benim enerjim doldu, uyandım.
k: Bütün babalar kel değil, bazı babalar kel!
b: Hadi sen de araba ol beraber geçelim.
k: Hayır baba sen araba ol, ben yanındaki yolcu olacağım.
k: Anne dedem sabah sabah hep maç ve haber seyrediyor. Hiç bana çizgi film açmıyor.
k: Anne ben icecream yemeyeceğim çünkü simdi sleep’ teyim.
Akşam yemeğinde arka masada İngilizce konuşanlar ilgisini çekti. Biraz heyecanla seyrettikten sonra lafa girdi:
t(urist): How are you?
k: Fine, thanks. How are you?
t: Fine. What’s your name?
k: Yes!
Tam arabadan inmekte üzereyken Sticker’ını düşürdü. Arayıp taramamıza rağmen bulamadık;
b: Öğretmenlerine yenisini sorarız oğlum.
k: Soramayız baba! Ben onu öğretmenlerimden gizli almıştım…
k: Anne benim neden bizimle aynı evde oturan bebek arkadaşım yok.
a: Nasıl olacak o Karan?
k: Bebek yatacak yatakta biraz şişko olana kadar. Sonra ağlayacak ben de yanına gidip güldüreceğim onu.
Telefonda çizgi film seyrederken anneannesi yemek sorar;
aa: Makarna-yoğurt mu istersin yoksa pilav-yoğurt mu?
k: …
aa: Oğlum cevap versene, makarna-yoğurt mu istersin yoksa pilav-yoğurt mu?
k: Evet
Dört kişilik masaya oturmak için hamle yaptığımızda;
k: Bu masaya yedi kişi oturabilir?
b: Nerden çıkardın oğlum?
k: Üstünde yedi yazıyor.
Meğer masa numarası yediymiş.
b: Bu akşam bombasın Karan.
k: Bomba mı? Sen de gündüzün bombasısın o zaman!
Anne ve baba akşam gezmesi için yer seçmektedir;
a: Şu aşağıya yeni bir yer açılmış, Kahve Dünyası’na benziyor.
k: Ben Kahve Dünyası’nda çok eğlenirim. Orda oyun alanı var mı?
a: Yok
k: Tırmanma yeri var mı?
a: O da yok
k: Anne, Kahve Dünyası’nda sadece kahve mi var?